19 Aralık 2013 Perşembe

Çizginin Ötesine Geçmek

Bir boğuşma, bir savaş verme hali .. Öyle anlar var ki, çizginin ötesine geçmeyi deli gibi istiyor insan.  Bazen de o çizginin ucuna gelip, cevapsız sorularla boğuşmaktan kendini alamıyor . Peki neydi bir insanı bu kadar dağıtan, sayısız parçalara bölmek isteyen şey neydi?

Belki de her şey, bir kabullenme süreci..  Böylesi zamanlarda insan kapalı bir kutu.  Dünya yansa, insanın umrunda değil.. Her şey geçip gitsin,dünya kendinden geçsin de ,kimse dokunmasın kabuğumuza .Kimse dürtmesin, soluk alacak kadar düşünmeye ihtiyacı oluyor  insanın. Düşündükçe anlıyor ki, bazı şeyler solukla değil, gecikmiş gerçeklerden ibaret olduğunu. Bazen düşünüyorum, ne kadar kör olabiliriz ,ya da  geciktirdiğimiz bu gerçekleri daha ne kadar saklayabiliriz . İnsanın ruhu yeter mi bu duruma ? Her şey bir kandırılmayla başlıyor . Kendi kendimizi eşip, kendi kendimizi  kandırıyoruz. Yırtıcı bir şey bu ! Yok olanı var saymak, benliğimizde bir insan yaratmak, sonra da gerçeklerin dayanılmaz derinliği içinde avutulabilmeyi beklemek. Ah bu insanın kendisine yaptığı en ağır şey belki de. .. Her şey geçer, her şey unutulabilir de,  insanın içindeki şu  ses, derin  bir hesaplaşmaya davet eden,sürekli çağıran, kendimizi anlatmamız için bizi bir sınırdan geçirmek isteyen şu ses.. 

Her şey bağışlanmayla sona erecek biliyorum. Bir yolu olmalı, insanın ruhunu hafifletmesi için. İçindeki çağrıları durdurması, bırakılan boşlukları  için, ruha teslimiyet yaşatması lazım. Işığı ve gölgeyi ,yaşamı ve toprağın nemini , bir zamanlar içimizde olan o ferahlığı,en saf haliyle  geri yaşatmak istiyor . 

Tüm bunları yapabilecek enerjilere sahibiz aslında. Biliyorum  her şey bağışlanmayla sona erecek...  

Birhan Keskin dediği gibi ;

"bağışla kendini artık onu da
bırak gitsin.
bırak gitsin." 

Siz bilmem ama, benim içimi kesiyor bu dize.  Soluk soluğa..

Özetle bazı  anlardan, bazı zamanlardan, bazı çok zamanlardan o kadar çok sıkıldım ki. 

Dur artık Gamze ! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder