24 Eylül 2012 Pazartesi

Simone De Beauvoır - Bir Genç Kızın Anıları


Dünyam iki ana bölüme ayrılmıştı: İyilik ve Kötülük.Ben,mutlulukla erdemin ayrışmaz bir beraberliği sürdürdükleri  iyilik dünyasında yaşıyordum.Belirli acılar duyduğum oluyordu tabi; bunları hak edecek bir şey yapmadığıma da inanıyordum. Örneğin kafamı bir yere çarpıp şişiriyor,dirseğimi incitiyordum.Bir keresinde egzama oldum,yüzüm bozuldu.Bir keresinde,doktor siğillerimi yaktı,cıyak cıyak bağırdım. Ama bütün bu olaylar çabucak unutuluyor ve insanın,hak ettiği mutluluğu ya da acıyı bulacağı inancımı sarsmıyordu. 

Sayfa. 19 

Sonunda gölgelerden,bulanıklıktan sıyrılmıştım sıyrılmasına ama,çevremdeki her şey bir karanlığın sonsuzluğu içinde yitip gitmişti. İğnelerin ve iğnelere yaraşır düşünceler beslediği,tahtaların tahta gibi düşündüğü masallara kaptırmıştım kendimi. Ancak,ne de olsa sadece birer masaldı bunlar.Eşyaların kapkara,içine işlenilmez yürekleri vardı ve dünyaya neden geldiklerini bilmeden geliyorlar,bir kez olsun kendi kendilerine <buradayım ben ! > diyemiyorlardı. Meyrignac'ta,sandalyenin üstüne atılıvermiş eski bir cekete bakıp,kendimi ceketin yerine koymaya çalışmış; <<Ben eskimiş,yıpranmış bir ceketim >> demeye çalışmıştım. Olmamıştı,yapamamıştım ve dehşete kapılmıştım. Geçmişin karanlıkları içinde,cansız varlıkların suskunluğu ortasında,kendi sonumu,kendi yokluğumu algılıyordum. Aldatıcı hayaller buluyor,bunları gerçeğin bir ışığı haline getiriyor,sonunda kendi ölümüme dönüştürüyordum. 

Sayfa .61 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder